Ara

ODTU Hayvan Dostları

ODTU Kampüs gönüllüleri

Etiket

sokak hayvanı

Şikayet ettiğiniz köpeğe barınakta neler olur?

12805753_981393275272555_861187934783351027_n

 

Lütfen bir dakikanızı ayırıp okuyun🙏🏻
belediyeyi arayıp alın bu köpeği buradan diye şikayet ettiğinizde ya da “hayvan ambulansı” diye tanıtılan 153’ü aradığınızda o köpeğe neler oluyor:
 
#Repost @hayvan_kurtarma_melegi
“BİR KÖPEĞİN BARINAĞA İLK GELİŞİ..
1- Önce korkudan ya büyüğünü, ya küçüğünü yapar.
2- Titremeye başlar.
3- Gözleri fal taşı gibi açıktır.
4- Bölmeye yerleştirildiğinde, kapının ağzından öteye gitmez. İki üç gün orada bekler.
5- Ağlamaya başlar çıkarın diye, saatlerce günlerce hem de…
6- En az 2 gün, ne yemek yer, ne su içer.
7- Diğer köpeklerden korkar.
8- Günler geçtikçe ortama ayak uydurmaya çalışır.
9- Kolay ayak uyduramaz, diğer köpekler onu hırpalar. Hatta bir gece bakmışsınız ki boğmuşlar.
10- Yemek verilme sırasında, yemek yemeye çekine çekine gelir diğer köpeklerin yanına.
11- Artık hastalık ve diğer köpeklerin güç gösterisi başlar üstünde.
12- Hayatta kalırsa alışması, günleri, ayları alır.
13- Sahipliyse terk edilen, zaten kahrından ölür. Bile bile intihar eder. Yemez, içmez, kalkmaz, dolaşmaz…
14- Yaşamayı başardıysa, artık alışmıştır ortama. O gözlerdeki korkuyu, umutsuzluk almıştır ve hiçbir zaman, bir daha gülmez oradayken gözlerinin içi…
(“Ayy ne bu köpekler ayooll, alıp barınaklara toplasınlar şunları” demek yerine, yemek artıklarınızı kıyıya köşeye bırakın, itip kakmak yerine sevgi gösterin. Barınaklar gül bahçesi değil, hastalık, pislik yuvası; barınma yeri değil, hayvan hapishanesidir.)”
PAYLAŞMANIZ DİLEĞİYLE!

Köpeklerle İletişimde Dikkat Edilmesi Gerekenler

11063584_704077066361007_879467627424029101_n

Terk edildikten sonra ne hale geliyorlar?

12 Aralık 2014’te bu şekilde terk edilmişti

10534756_10153337461682788_2282026270010148204_n

Nasılsa bakılır, güvenlidir zannedildiği yerde tam bir yıl sonra Aralık 2015’te geldiği hal bu!

 

 

KAMPÜSE HAYVAN TERK ETMEYİN!

Kopaycık ameliyattan çıkmış. Kırığın yeri ve aynı yere ikinci kez müdahale ediliyor olması nedeniyle çok zor bir ameliyattı ama iyi geçti dedi Ateş bey. Bir ay yatması lazım, burada değil evde bakılması uygundur dedi. İlla kalması lazım değilmiş(yey!) Tabi ilaçlarını kullanacak ve her hafta kontrole gidecek. Duygu meleğimiz kendi bebeği Luka’nın yanına alacak Kopay’ı iyileşme sürecinde. Umarım sonunda yine ışık hızında koştuğunu görebileceğiz. Şimdi desteğinizi istediğim konu var.
LÜTFEN ama LÜTFEN kopay’ın yuvalandırma ilanını sayfanızda paylaşın. Çok seviyoruz ve hep görmek istiyoruz evet, ama sokaktan kurtulup çok güzel bir aile ile çok güzel sıcacık bir evde yaşamak onun da hakkı, kampüs, artık tescillenmiş olduğu haliyle, güvenli değil.  Zaten ziyaret edemezsiniz diyen yuva adayları otomatikman eleniyor, inşallah bulacağımız güzel yuvada bol bol ziyaret ederiz

SOKAK KEDİ VE KÖPEKLERİ İÇİN PAPARA YAPIN

Kaynak:  Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği sayfasından alınmıştır. Orijinal metin için tıklayınız.

1934256_661401937333371_4518944098921390309_n

“Kış kara yüzünü, soğuğunu göstermeye başladı. Şehirlerde kar olmasa da, her yer dondurucu soğuk bugün. Rüzgâr kelimenin tam anlamıyla kesiyor. Özellikle geceleri sokaktaki hayvanlar için bir ölüm-kalım savaşı. Sokak hayvanları için yapabileceklerinizin kısa bir listesi:

SOKAK KEDİ VE KÖPEKLERİ İÇİN PAPARA YAPIN.
Sokaktaki kedi ve köpekler için paparaya yapabilirsiniz. Karınları tok olan hayvanlar soğuğa daha çok, daha kolay dayanır. Papara için: Makarna, bulgur, mercimek, ciğer kullanabilirsiniz. Ekmek ve süt de olur. En önemlisi, papara tam soğumadan içine ZEYTİNYAĞI damlatın. Bu, paparanın donmasını önler. Ayrıca kuyrukyağı da -pahalıdır ama alabilirseniz özellikle orman ve otoyol kenarı gibi yerlerde işe yarar- hayvanların derilerinin hemen altındaki yağ tabakasının kalınlaşmasını sağlar; bu da donmalarını önler.

KUŞLAR İÇİN EKMEK BIRAKIN.
Kar yağdığında hep kedi-köpekleri düşünürüz ama kuşları unuturuz. Halbuki onlar nasiplerini alırlar bu mevsimden. Aç kalırlar. Toprak karla kaplandığında, bulup yiyemezler. Kuşlar için AĞAÇLARIN DALLARINA EKMEK ASIN.

Hem kedi-köpekler hem de kuşlar için kaplar içinde su bırakın. Suların içine de zeytinyağı damlatabilirsiniz. Zeytinyağı, suyun donmasını önler.

AYRICA özellikle yaşlı ve düşkün hayvanları, yavruları, yavrulu anneleri alabildiğiniz kadar kuru ve güvenli yerlere alın. Sadece geceleri apartman içine almak bile, bu hayvanların o geceyi canlı çıkarması demektir.

“Sokak kedisi/köpeği üşümez” lafına kanmayın. Üşürler. Donarlar. Donarak ölürler. Hayvanlara hiçbir yaşam alanı ve hakkı bırakmadığımız bu dünyada, onları korumak ve kollamak, her zamankinden daha çok sorumluluğumuzdur.”

Barınaklar Nasıl İşler?

fft1_mf19039

Kaynak: Radikal

“Sıkıldım anlıyor musun? İşe git, eve gel… Arada dışarıda takıl… Hayat bu mu yani?” Neredeyse her gün birçok kişiden duymaya alıştığımız cümleler ve ismi bir çırpıda hayatımız giren yeni hastalığımız: Tükenmişlik sendromu.

Bunda şaşıracak ne mi var! Bu cümlelerin bir kediye ait olduğunu ve hastalığına çare olarak barınaktan bir insan almaya karar verdiğini söylesek!

Nurgül Ateş, Evimin İnsanı ile empati yapmamanın neredeyse imkânsız olduğu bir şekilde rolleri değiştirerek okuru hayvan hakları konusunda “iyice” düşünmeye davet ediyor. Tüm bilgi ve duygularımızı yeniden sorgulamaya açarken,  barınaklardaki, sokaktaki hayvanların farkında olmadığımız gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Hayatına renk katmak isteyen Güneş, barınaktan aşıları tam, tuvalet eğitimi almış, iyi huylu dişi bir insan alıyor. İnsanının rahatı ve konforu için lükse değil ilgi ve sevgiye ihtiyaç duyduğundan habersiz olsa da hayatına bir güneş gibi doğan insanı Kılçık’a kısa sürede bağlanıyor. Hele Kılçık’la sokakta gezerken çıngırağının çın çın ötüşüne dönüp bakan kediler yok mu. Yeni Hayat gazetesinin bu yakışıklı muhabirini daha da mutlu etmeye yetiyor.

Barınaktaki insanlara neler oluyor?
Hayatında hiç sokak insanı görmemiş, tüm insanların barınaklarda mutluluk ve huzur içinde yaşadığını zanneden Güneş’in bir gün sokakta rastladığı sahipsiz insanı belediyeye bildirmesinin sebebi bile Kılçık’a olan sevgisi ve onu kaybetmek düşüncesinin yarattığı korkunç üzüntü. Ona göre sokaktaki bir insan ancak kayıp olabilir.

Kayıp insandan bahsettiği arkadaşı Uyuntu’nun sorusuyla öğreneceği gerçeklerden habersizdir henüz: “Sokaklarda bir tane bile insan yok, nerede sence onlar? Peki barınaklarda süresi dolanlar ne yapılıyor?”

Bu sorular Uyuntu’nun deyimiyle tatlısu insan severi olan Güneş’in düşüncelerinde bir dönüm noktası oluyor. Belki içimizden bu soruları henüz sormamış olanlarımızın da.

Barınakların sokaklarımızı, parklarımızı ve giderek hayatımızı nasıl hayvansızlaştırdığını fark ederken bu hayvanların akıbetini sorgulamaya başlıyoruz.

Güneş de Uyuntu’nun peşinden gittiği yeraltı dünyasında gördükleri karşısında kayıtsız kalamıyor elbette. Gazeteci kimliği ile koyulduğu araştırmada ise çok daha sarsıcı gerçekler bekliyor onu. Yaptığı haberler bu kediler ülkesini farkında olmadığı insan gerçekleri ve manzaraları ile tanıştırıyor. Tüm ülke bu haberlerle sarsılıyor, piyasalar bile denek insanlar konusuyla çalkalanıyor.

Kediler ülkesi bize hiç de yabancı değil; beyaz ve mavi yakalılar, televizyonlardaki enkırkediler,  gücü patisinde tutan kediler ve hatta engelli kediler için kapak toplama kampanyaları yapanlar..

Güneş ve Uyuntu bu kampanyalar üzerine konuşurken tekerlekli sandalyeye indirgenmiş engelli hakları konusunda düşünürken buluyoruz kendimizi. Uyuntu’ya kulak vererek, tüm yaşam alanlarının engelli bireylerin kullanımına uygun biçimde düzenlenmesini talep etmek yerine bir kampanyaya katılarak üzerimize düşen her şeyi, her türlü engellilik konusunda yaptığımız yanılgısından kurtulabiliriz belki de.

Güneş tüm bunlardan sonra eski Güneş değildir tabii ki. Yaptığı haberler sayesinde başkası adına utanmanın ne demek olduğunu da öğrenmiştir, gücün ve şöhretin anlamını da. Kısacası yabancısı olmadığımız bu kediler dünyasında vicdanı ile gücü patisinde tutanların tam ortasında bir kararın eşiğindedir artık.

Yazar yaşamın tüm canlıların doğal hakkı olduğunu, eşitlikçi bir dünyanın ise ancak kalıcı ve adil çözümler üretilerek kurulabileceğini sarsıcı olduğu kadar eğlenceli bir hikâyeyle anlatıyor. Ezber bozan Evimin İnsanı yalnızca çocuk ve gençleri değil yetişkinleri de hem insan hem hayvan hakları konusunda farklı gerçekliklere tanık olmaya çağırıyor. Vereceği karardan sonra Güneş’e tatlısu insan severi deyip demeyeceğinize ise siz karar verin.

EVİMİN İNSANI
Nurgül Ateş
Resimleyen: Uğur Köse
Çizmeli Kedi Yayınları, 2015
168 sayfa, 16 TL.

KISIRLAŞTIRMA VE SAHİPLENDİRME TAAHHÜTNAMESİ

579276_591963530841360_128690604_n

Sahiplendirme yaparken lütfen bu sözleşmeyi kullanın. Hem olası üreticileri, sadece heves için alanları elersiniz hem de hayvana bir şey olduğunda yasal olarak takip edebilirsiniz. Köpek yazısı çıkartılıp kediler için de kullanılabilir.

KISIRLAŞTIRMA VE SAHİPLENDİRME TAAHHÜTNAMESİ

…………………… tarihinde ………………………aracılığıyla sahiplendiğim …. yaşında dişi/ erkek ………….. cinsi köpeği hiçbir şekilde sokağa atmayacağıma,köpeği aldığım tarihten 1 hafta sonra kısırlaştırmasını yaptıracağıma ve yukarda ismi bulunan ………………………..’den onay almadan hiçbir şekilde üçüncü bir şahısa yuvalandırma yapmayacağımı,sokaga atmayacağımı,hastalandığında tedavi ettireceğimi,şiddet göstermeyeceğimi ,onunla her gün vakit geçirip oynayacağımı,tehlikelerden koruyacağımı,düzenlı ve yeterli besleyeceğimiı,düzenli gezdireceğimi,evimde barındıracağımı,uygun ve saglıklı koşullarda yaşatacağımı,her ay resmini ve durumu hakkında bilgileri tarafına yollayacağımı,ölümü halinde otopsi yaptırıp …………………………………’e ulaştıracağımı,herhangi bir problemde tekrar teslim edeceğimi taahhüt etmiş bulunmaktayım.

Nüfus kağıdı arkalı önlü fotokopim ektedir.Nüfus bilgilerim bu sözleşme haricinde kullanılamaz.

Bu sözleşme ../../…. tarihinde hazırlanmış ve taraflarca imzalanmıştır.İşbu sözleşmede hüküm bulunmayan konularda,genel hükümler uygulanır.

Madde 1:ANLAŞMAZLIKLAR

İşbu sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek anlaşmazlıkların çözümünde 5199 sayılı hayvanları koruma yasasına dayanarak ……………….. (buraya bulunduğunuz ilin adını gireceksiniz) Mahkemeleri yetkilidir.

SAHİPLENEN SAHİPLENDİREN

İSİM SOYİSİM İSİM SOYİSİM

İMZA

T.C.Kimlik No:

Ad/Soyadi:

Ev adresi :

Ev telefon :

Cep telefon:

Neden Kısırlaştırılmalı?

Kaynak: VTM Facebook Sayfası

12144839_872272559546339_7834076586754587272_n

Ayrıca tıklayınız: Kısırlaştırmaya Dair Bilmeniz Gereken Her Şey

Kısırlaştırmaya Dair Bilmeniz Gereken Herşey

Kaynak: VTM resmi sayfası

vtm-kisirlastirma-bilgileri

I. Günümüzde kedi ve köpeklerde kısırlaştırma ile ilgili pek çok bilimsel gerçek ve bu işlemin sağlayabileceği sağlıksal avantajlar açığa kavuşmuş ve ortaya konmuş olmasına rağmen hala çok sayıda kedi ve köpek sahibi “YYB”lerin (yaygın yanlış bilinenler) veya “YYD”lerin (yaygın yanlış düşünceler) etkisi altında kalarak kısırlaştırma kararı vermekte oldukça zorlanıyorlar. Bu konunun önemini vurgulayacak bilgiler ve ayrıca uyguladığımız operasyon prosedürleri gibi detayları II. bölümde bulabilirsiniz. İlk bölümde dişi ve erkek, kedi ve köpeklerde kısırlaştırmanın faydalarını kısaca maddeler halinde aktarıp “YYB” ve “YYD” lere değineceğiz.

Kedi ve Köpeklerde Kısırlaştırmanın Faydaları (♀=dişi; ♂=erkek)

♀ Kızgınlık (östrus) belirtileri göstermeyecek, dolayısıyla erkekleri uyarmayacak, evinizde kanamaya bağlı kirlilik yaratmayacaktır.

♀, ♂ Eşleşme isteğine bağlı problemler ( evden kaçma, yüksekten atlama veya düşme, aşısız hayvanlardan hastalık bulaşması, vb.) önlenecek veya büyük ölçüde azalacaktır.

♀ gMeme tümörü, yumurtalık ve rahim kanseri riskleri elimine edilecek veya azaltılacaktır. (özellikle ergenlik öncesi (prepubertal dönemde) kısırlaştırılırlarsa)

♀, ♂ Plansız kedi ve köpek yavrularının sayısı

♀, ♂ Daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmalarına yardımcı olacaktır. ( kısırlaştırmanın köpeklerde 1-3; kedilerde 3-5 yıl kadar ömürlerini uzattığı kaydedilmiştir!)

♂ Eşleşme isteğine bağlı olarak sık karşılaşılabilecek problemler önlenebilecek veya azaltılmış olacaktır. Özellikle kedilerde görülen spreyleme veya işaretleme (kötü kokulu-feromonlu- idrar yapmaları), kaçma, kavga edip yaralanma, trafik kazası bu problemlerin başında sayılabilir.

♂ Testis kanseri riski ortadan kaldırılıp, prostata ilişkin hastalıkların da riski büyük ölçüde azaltılmıs olacaktır.

Bilinmesi gereken önemli noktalar:

* Kediler, insanlardan 45; köpekler ise 15 kat daha fazla üreme yeteneğine sahiptir! Yani üremek için değil, her birinin sağlıklı ve iyi koşullarda yaşamalarını mümkün kılabilmek amacıyla sağlayabileceğimiz şartlar için biz insanlara ihtiyaç duyarlar. Bu şartların sağlanabilmesi, üreme hızları göz önünde bulundurulursa ancak sayılarının artış hızının önüne geçmek, sayılarının
artmasına izin vermemek-yani kısırlaştırma ile mümkün olabilecektir.

* Trafik kazası geçiren köpeklerin %85’i kısırlaştırılmamış köpeklerdir.

* Kısırlaştırılmamış sokak kedilerinin yaşam ömrü ortalama 2 yılın altındadır. (FIV-Feline Immune defficiency Virus, en çok ısırık yaralarıyla bulaştığı ve kısır olmayan erkek kedilerin daha çok kavga ettikleri bilinmektedir.)

“YYB” ve “YYD” ler:
– Bir kez doğum yaptıktan sonra kısırlaştırılmaları daha sağlıklıdır – YANLIŞ İlk kızgınlık dönemi veya cinsel olgunluğa ulaşmadan önceki dönem kısırlaştırılan dişi kedi ve köpekler daha sağlıklı ve uzun yaşarlar!

– Kilo alırlar- KISMEN
Kısırlaşmanın beden ağırlığına etkisi en fazla %30’dur. Kilo almanın asıl sebebi fazla besleme ve yetersiz egzersizdir!

-Kedim/köpeğim çok özel olduğu için aynen onun gibi bir kedi/köpek istiyorum-YANLIŞ Yavruların, anne ve babalarının kopyası olma olasılığı pek yoktur. Profesyonel yetiştiriciler dahi bunu garanti edemezler.

– Doğum olayının mucizesini çocuklarımın öğrenmesini istiyorum- YANLIŞ Trafik kazası,vb. sebeplerden ölen veya ötenazi uygulanan binlerce hayvanın varlığı, yani ölüm, doğumun mucizesini gölgede bırakabilir; çocuklarınıza her bir hayatın değerli ve özel olduğunu öğretin

-Köpeğimin koruma yapmasını istiyorum, kısırlaştırılırsa yapmayacağını düşünüyorum-YANLIŞ Aile ve evini koruma köpeklerde doğal bir içgüdüdür. Köpeklerin kişilik özellikleri seks hormonlarından ziyade genetik ve çevresel etkiler ile şekillenir.

– Erkek kedi/köpeğimin daha az erkek hissetmesini istemiyorum- YANLIŞ Köpeklerin cinsiyet kimliği veya ego gibi mevhumları yoktur. Kısırlaştırılan kedi/ köpeklerin temel kişilikleri değişmez. Duygusal reaksiyon veya kimlik bunalımı gibi hisler geliştirmezler.

– Kedimin/köpeğimin doğasına müdahale etmek istemiyorum-YANLIŞ Kediniz/köpeğiniz sizin tarafınızdan besleniyorsa, sağlık problemleri ve bakımları ile siz ilgileniyorsanız, evinizde veya bahçenizde yaşıyorsa zaten doğasına müdahale etmiş bulunuyorsunuz demektir!

II. Kedi ve köpek sahiplerinin kısırlaştırma konusunda karar vermesi yanlış bilinen veya bilinmeyen pek çok konudan dolayı oldukça zor olabilmektedir. Bunu konuda karar vermeye yardımcı olabilecek bazı bilgiler aktarmakta fayda var:

Evcilleşme sürecinde kedi ve köpeklerde üreme döngüleri de dahil olmak üzere pek çok değişiklik olmuştur. Evcil hayvanların eşleşme güdüleri duygulara ve hislere değil tamamen içgüdülere dayanmaktadır. İçgüdüleri onlara, kimyasal bağlantılar aracılığıyla türlerinin devamını sağlamak için üremeleri/çoğalmaları gerektiğini söyler. Yabani hayatta bir türün ne sıklıkta üreyeceğini de doğanın dengesi belirler. Ancak kedi ve köpekler artık yabani ekosistemin bir parçası değildirler, dolayısıyla bu temel içgüdü artık ne olması gereken ortamda ne de olması gereken doğal dengede gerçekleşmektedir. İşte bu dengesizlikten dolayı üreme dönemleri artık doğanın kontrolünden çıkmıştır. Kedi ve köpeklerin üreme hızı o derece yüksektir ki her yıl doğanların ayrı ayrı her biri için uygun yaşama koşullarının sağlanabilmesi olanaksızdır. Kedi ve köpek sahipleri bu aşırı popülasyonla bir ilişkilerinin olmadığını düşünebilirler. Ancak
kısırlaştırılmamış bir kedi veya köpek sahibi bu aşırı nüfus sorununun potansiyel bir parçası demektir. Bu problemin kontrol altına alınabilmesi için tüm kedi/köpek sahipleri bu konuda bilinçli ve duyarlı olmalıdır. Bu sorunun bir parçası mı, çözümün bir parçası mı olma kararını verecek olanlar kendileridir.

Dişi kedi ve köpekler

Genellikle en erken 6 aylık olduklarında eşleşebilir ve hamile kalabilirler. Dişi bir kedi yılda 4 kez kızgınlığa girebilir ve bu durum hem kedi hem de sahibi için oldukça rahatsız edici bir hal alabilir. Dişi köpekler ise yılda 2 kez kızgınlık dönemi geçirirler. Kedi ve köpekler işte bu kızgınlık dönemlerinde erkeğin dikkatini çekmek amacıyla kokular yayabilir ve eşleşmek için kaçmaya dahi çalışabilirler. Erkek sokak köpekleri, kızgınlıkta olan bir dişi ev köpeğinin bulunduğu bölgede kavga edebilir, iz bırakmak amacıyla evin kapısına/yakınına idrar yapabilirler. Gebe kaldıkları taktirde dişi kediler 2 ila 10, köpekler ise 2 ila 20 yavru doğurabilirler. İşte problem tam da bu noktada başlar. Her bir bebeğe uygun yerlerin/sahiplerin bulunması ve anne de dahil olmak üzere yeniden oluşabilecek gebeliklerin önüne geçilebilmesi için hepsinin kısırlaştırılması gerekecektir.

Erkek kedi ve köpekler

Yaklaşık 6 aylıkken eşleşebilirler. Dişiler gibi belirli kızgınlık dönemleri yoktur, kızgınlıkta( östrusta) bir dişi olduğu sürece yılın her anı veya döneminde eşleşebilirler. 6 aylık dönemde ergenlik dönemine giren erkek kedi ve köpeklerde hormonlara bağlı olarak hayat boyu sürebilen alışkanlıklar haline dahi gelebilecek bazı davranış problemlerinin başlangıcı sık görülmektedir. Yaşam alanlarını işaretlemek için evin içine kötü kokulu idrar yapabilirler. Bazılarında ise aşırı baskın veya agresif davranışlar görülebilir. Kızgınlık dönemindeki bir dişi arayışı için evden kaçabilirler. Bu heyecanlı arayış sırasında hayatlarına mal olabilecek tehlikelerle karşılaşabilirler. Ayrıca tabii sahipli veya sahipsiz dişi köpekleri gebe bırakabilirler!

Operasyon

Dişi ve erkek kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması güvenli, tek seferlik ve en sık yapılan operasyonlardandır. Ancak bir açık karın içi (abdominal) cerrahidir ve mutlaka tam steril şartlarda ve uzman cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Maalesef her yıl birçok peritonit (karın zarı iltihabı), ameliyat sonrası fıtık ve ‘Ovarian Remnant Sendrom’ yani yumurtalık kalıntı sendromu vakası merkezimize getirilmektedir. Lütfen unutmayın bu rutin operasyonun komplikasyonları da hayati hal alabilmektedir.

Dişi kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması:

“Ovariohysterectomy” olarak adlandırılan bu operasyon yumurtalıklar, yumurta kanalı, rahim ve serviks(rahim ile vajina arasındaki bölge) ‘in uzaklaştırılması anlamına gelir.

Erkek kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması:

“Orchidectomy” veya “kastrasyon” adı verilen bu operasyonda testisler, epididimis ve sperm kanalları uzaklaştırılır.

Uygun kısırlaştırma zamanı

Kedi ve köpekler en erken 8 haftalık olduklarında güvenle kısırlaştırılabilirler. Bu operasyonlar hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak aslında herhangi bir yaşta (8 haftalıktan itibaren) genel anestezi altında gerçekleştirilebilir. Unutmayın seksüel erişkinliğe ulaşmadan ameliyat edilmeleri meme ve prostat kanseri riskini neredeyse sıfıra indirmektedir.

Operasyon ve bakım süresi

Operasyon süresi 20 ila 60 dakikadır ve hastaların çoğu, operasyonu- aynı gün taburcu edilebilecek kadar- iyi tolere ederler. (Dişi kedi ve köpeklerin operasyonu nispeten erkeklere göre daha büyük çaplı olduğu için 1 gün hospitalize edilmelerinde yarar vardır.) Operasyon yarası 7-10 günde iyileşir ve bu süreçte yara bölgesinin korunması şarttır (bandaj veya yakalık ile). Erkek kedilerde çoğu kez yakalığa dahi ihtiyaç duyulmaz. Merkezimizde sağladığımız steril operasyon koşulları sebebiyle ameliyat sonrası herhangi bir antibiyotik uygulamasına gerek olmamaktadır.

Kısırlaştırmanın, kedi ve köpeklerin davranışlarına yansıyan olumlu katkıları
Önerilen en erken yaşta kısırlaştırma kedi ve köpeklerde görülen, eşleşme isteğine bağlı olarak oluşan çevreye idrar yapma, baskın ve agresif davranışlar, kaçma isteği gibi sıkıntılı davranışların önüne geçilmesinde yardımcı olur veya tamamen ortadan kaldırır.

Kedi ve köpek sağlığına olumlu katkıları
Bazı ciddi ve tedavi edilmesi zor ve masraflı hastalıkları önleyebilmektedir. Kısırlaştırılmamış dişi kedi ve köpeklerde rahim, yumurtalık ve meme kanserinin yanı sıra oldukça tehlikeli olan “pyometra”( rahim iltihabı) gibi hastalıkların riski çok yüksektir. Kısırlaştırılmamış erkeklerde ise testis kanseri ve prostat hastalıklarının görülme riski vardır. Kedi veya köpeğinizin kısırlaştırılması, işte bu hastalıkların %90 oranda önüne geçilebilmesi mümkündür.

Sevgili dostunuzun daha sağlıklı, uzun ömürlü bir hayat geçirmesini sağlamak ve uzun vadede maddi/manevi giderlerini azaltmak için doğru bir seçim yapın ve kedinizi veya köpeğinizi kısırlaştırın!

VET.HEK.DR.SEDA SADAK

Köpeklerde Gençlik Hastalığı

11872953_10153530905893967_1902802348_n

Bu sene bu hastalık nedeni ile 15’ten fazla yavru köpek kaybettik. Lütfen belirtileri iyi okuyun, kampüste böyle belirtileri olan hayvan olursa barınağı ya da belediyeyi değil bizin arayın. 

Veteriner Hekim Tarık Akan’ın makalesinden alıntıdır.

Kaynak: Cat&Dog Dergisi, Mayıs 2015 sayı 39.

“Bir çok hayvan sahibinin karşılaştığı bir hastalıktır Canine Distemper. Hayvan sahipleri “Köpeklerde Gençlik Hastalığı” diye duymuşlardır çoğu kez adını. Hastalık daha çok 6 aylıktan küçük köpeklerde görülse de 2 yaşına kadar aşılanmamış köpekler de risk altındadır.

Hastalık Beş Formda Seyreder

Göz Formu: Hastanın göz akıntısı mukoprulenttir ve göz kapakları yapışıktır. Gözlerinin içi koyu kırmızıdır. Bu belirtiler ilk semptom olduğundan burada konulacak teşhis hastanın hayatını kurtarmakta oldukça önem taşır.

Solunum Sistemi Formu: Bu formda en büyük problem, hastanın burun deliklerinin mukoprulent sıvıyla tıkanmasından dolayı solunum yapamaması ve iştahında ani kayıp oluşmasıdır. Köpekler bu durumda iyi beslenemediğinden halsizleşirler ve bu yüzden enfeksiyon hızla ilerler. Daha sonra bronşlar da iltihaplanır. Köpeklerde ciddi öksürük ve akıntı başlar.

Deri Formu: karın altı, ayak tabanları gibi tüysüz deride ülserler şekillenir. Kabul kaldırıldığında altı ıslak ve yara şeklindedir. Hayvanın bulunduğun yerin hijyeni ve sıcaklığı çok önemlidir.

Sindirim Formu: Genelde ishal, kusma ve iştahsızlık minik dostunuzun kötüye gitmesine neden olur.

Sinirsel Formu: Hastalığın son aşamasıdır. hayvanda geri dönülmez hasarlar bırakır. Bu noktada hayvanı geri döndürmek çok zordur. Köpeğin tüm sistemleri çökertmeye çalışan bir hastalıktır.

Hastalığın seyri bir çok sistemde biranda ilerlediğinden başka hastalıklarla karıştırılabilir. Geliştirilen hızlı testler hastalığın teşhisinde kolaylık sağlar.

Aşı ile hastalıktan koruyun. Hastalıktan korunmanın en kolay ve en iyi yolu aşılamadır. 8 haftalık köpeklerde bir aşı programına başlatılması, yavruların aşı bitmeden başka yavrularla iletişimde olmaması, hijyenik ortamlarda yetiştirilmeleri önemlidir.

Hastalığın en kötü özelliği bulaşıcı olmasıdır. Hastalığın ilk aşamasında kanda daha sonra vücut sıvılarında hastalık etkeni bulunmaktadır ve etrafa bulaşmaktadır. (başka köpekleri kast ediyor, insanları değil) Aşılanmamış yavrulara burun, göz, sıvı akıntısı ve dışkı ile bulaşabilir. Mama ve su kabı, yatak hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Hastalık dezenfektanlara karşı dirençsizdir.

Göz ve deri formu hayvan sahipleri tarafından önemsenmez, genelde sindirim formuna geçip hastalık şiddetlendiğinde hayvanlar kliniğine getirilir. Bu halde gelen köpek için bıçak sırtı bir durumdur.”

…………..

Bu yazı haricinde deneyimlerimizi de paylaşmak istiyoruz. Yavru ya da aşısız köpekler barınaktan çıkarıldıktan sonra diğer aşısız köpeklerle temas ettirilmemelidir. Barınaktan çıkartılan hayvan hemen aşılanmamalı, barınaktan çıkarıldıktan en az 10 gün sonra aşıya başlanmalıdır. Aksi takdirde barınakta bu hastalık bulaşmışsa aşı hastalığı hızlandırıp ölümüne neden olabilir. Sokakta ya da evde baktığınız köpekleri zamanı geldiğinde aşılatmak çok önemlidir. Barınaklar aşıları ücretsiz yapmaktadır.

Sokakta beslenen köpeklerin aşılanana kadar barınağa götürülmesine izin vermeyin. Barınakta bu hastalığı kapma oranı çok yüksek. Hastalık hemen teşhis edilemediği için gerçekten acılar içerisinde kıvranarak ölüyorlar ya da kalıcı tiklere sahip oluyorlar. Bu tikler nedeni ile sokakta yaşayamaz hale geliyorlar. Yine bu tikler yüzünden kimse onları sahiplenmediği için de hayatlarının sonuna kadar barınak kafesinde yaşamak zorunda kalıyorlar.

Hastalık teşhisi konmuş köpeklerle ilgilendikten sonra ellerinizi, kıyafetlerinizi iyi dezenfekte etmelisiniz. Dezenfekte ettikten sonra diğer köpeklerle ilgilenin. Hastalık görülen yerdeki tüm eşyalar çöpe atılmalı, bulundukları yer kireçlenmelidir.

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑