Ara

ODTU Hayvan Dostları

ODTU Kampüs gönüllüleri

Etiket

kısırlaştırma

KISIRLAŞTIRMA VE SAHİPLENDİRME TAAHHÜTNAMESİ

579276_591963530841360_128690604_n

Sahiplendirme yaparken lütfen bu sözleşmeyi kullanın. Hem olası üreticileri, sadece heves için alanları elersiniz hem de hayvana bir şey olduğunda yasal olarak takip edebilirsiniz. Köpek yazısı çıkartılıp kediler için de kullanılabilir.

KISIRLAŞTIRMA VE SAHİPLENDİRME TAAHHÜTNAMESİ

…………………… tarihinde ………………………aracılığıyla sahiplendiğim …. yaşında dişi/ erkek ………….. cinsi köpeği hiçbir şekilde sokağa atmayacağıma,köpeği aldığım tarihten 1 hafta sonra kısırlaştırmasını yaptıracağıma ve yukarda ismi bulunan ………………………..’den onay almadan hiçbir şekilde üçüncü bir şahısa yuvalandırma yapmayacağımı,sokaga atmayacağımı,hastalandığında tedavi ettireceğimi,şiddet göstermeyeceğimi ,onunla her gün vakit geçirip oynayacağımı,tehlikelerden koruyacağımı,düzenlı ve yeterli besleyeceğimiı,düzenli gezdireceğimi,evimde barındıracağımı,uygun ve saglıklı koşullarda yaşatacağımı,her ay resmini ve durumu hakkında bilgileri tarafına yollayacağımı,ölümü halinde otopsi yaptırıp …………………………………’e ulaştıracağımı,herhangi bir problemde tekrar teslim edeceğimi taahhüt etmiş bulunmaktayım.

Nüfus kağıdı arkalı önlü fotokopim ektedir.Nüfus bilgilerim bu sözleşme haricinde kullanılamaz.

Bu sözleşme ../../…. tarihinde hazırlanmış ve taraflarca imzalanmıştır.İşbu sözleşmede hüküm bulunmayan konularda,genel hükümler uygulanır.

Madde 1:ANLAŞMAZLIKLAR

İşbu sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek anlaşmazlıkların çözümünde 5199 sayılı hayvanları koruma yasasına dayanarak ……………….. (buraya bulunduğunuz ilin adını gireceksiniz) Mahkemeleri yetkilidir.

SAHİPLENEN SAHİPLENDİREN

İSİM SOYİSİM İSİM SOYİSİM

İMZA

T.C.Kimlik No:

Ad/Soyadi:

Ev adresi :

Ev telefon :

Cep telefon:

Kedi sahiplendim ama ne yapacağımı bilmiyorum.

unnamed

umarım ömürlük arkadaşınız olur ❤

artık bakamayacağınızı düşündüğünüz zaman terk etmeyin, artık sokakta yaşayamaz. yuva ilanı verip yuva arayın, LÜTFEN:)

temizmama.com en uygun mama temin edebileceğiniz yer. oradan konserve mama alabilirsiniz. ancak yalnızca konserve mama ile beslemeyin ishal olur. süt verecekseniz keçi sütü verin ya da inek sütünü sulandırıp verin.

Kediler kuma alışıktırlar ancak kedinin bulabileceği bir yerde ve sabit durmalı. sürekli kum kabının yerini değiştirirseniz bulamaz. temiz tutmanız lazım. kediler hijyeni severler. kum kabı için ekstra para vermeyin bir leğen de aynı işi görür. silikon kumlar kanser yapabilir uzak durun.

işerse, çamaşır suyu ile değil sirke ile temizleyin. çişini, kakasını, içmesini ve yemesini kontrol edin. ishal ise tedavi gerekir. sık sık az az çiş yapıyorsa böbrek sorunu olabilir. kediler zaman zaman kusar. endişelenmeyin ama gün içerisinde sık ve tuhaf şeyler kusuyorsa veterinere götürün. çim ekebilirsiniz yemesi için.

oyuncağa para vermeyin, kinder süpriz yumurtaların içinden çıkan sarı kutuların içine nohut vs koyun kapatın tüm gün evde koşsun.

kedinizi yıkamayın. iç dış parazitleri yeterli. zaman zaman sirkeyi bir beze dökerek tüylerinin tersine silerseniz de parazitlerden uzak tutarsınız.

dişi ise 6 aydan sonra erkek ise 9 aydan sonra kısırlaştırın. neden mi? bknz:https://odtuhaydost.wordpress.com/…/neden…/

pencerelere sineklik taktırın, was das pencereyi açık bırakıp gitmeyin. neden mi? bknz: https://odtuhaydost.wordpress.com/…/kediler-superman…/

Neden Kısırlaştırılmalı?

Kaynak: VTM Facebook Sayfası

12144839_872272559546339_7834076586754587272_n

Ayrıca tıklayınız: Kısırlaştırmaya Dair Bilmeniz Gereken Her Şey

Kısırlaştırmaya Dair Bilmeniz Gereken Herşey

Kaynak: VTM resmi sayfası

vtm-kisirlastirma-bilgileri

I. Günümüzde kedi ve köpeklerde kısırlaştırma ile ilgili pek çok bilimsel gerçek ve bu işlemin sağlayabileceği sağlıksal avantajlar açığa kavuşmuş ve ortaya konmuş olmasına rağmen hala çok sayıda kedi ve köpek sahibi “YYB”lerin (yaygın yanlış bilinenler) veya “YYD”lerin (yaygın yanlış düşünceler) etkisi altında kalarak kısırlaştırma kararı vermekte oldukça zorlanıyorlar. Bu konunun önemini vurgulayacak bilgiler ve ayrıca uyguladığımız operasyon prosedürleri gibi detayları II. bölümde bulabilirsiniz. İlk bölümde dişi ve erkek, kedi ve köpeklerde kısırlaştırmanın faydalarını kısaca maddeler halinde aktarıp “YYB” ve “YYD” lere değineceğiz.

Kedi ve Köpeklerde Kısırlaştırmanın Faydaları (♀=dişi; ♂=erkek)

♀ Kızgınlık (östrus) belirtileri göstermeyecek, dolayısıyla erkekleri uyarmayacak, evinizde kanamaya bağlı kirlilik yaratmayacaktır.

♀, ♂ Eşleşme isteğine bağlı problemler ( evden kaçma, yüksekten atlama veya düşme, aşısız hayvanlardan hastalık bulaşması, vb.) önlenecek veya büyük ölçüde azalacaktır.

♀ gMeme tümörü, yumurtalık ve rahim kanseri riskleri elimine edilecek veya azaltılacaktır. (özellikle ergenlik öncesi (prepubertal dönemde) kısırlaştırılırlarsa)

♀, ♂ Plansız kedi ve köpek yavrularının sayısı

♀, ♂ Daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmalarına yardımcı olacaktır. ( kısırlaştırmanın köpeklerde 1-3; kedilerde 3-5 yıl kadar ömürlerini uzattığı kaydedilmiştir!)

♂ Eşleşme isteğine bağlı olarak sık karşılaşılabilecek problemler önlenebilecek veya azaltılmış olacaktır. Özellikle kedilerde görülen spreyleme veya işaretleme (kötü kokulu-feromonlu- idrar yapmaları), kaçma, kavga edip yaralanma, trafik kazası bu problemlerin başında sayılabilir.

♂ Testis kanseri riski ortadan kaldırılıp, prostata ilişkin hastalıkların da riski büyük ölçüde azaltılmıs olacaktır.

Bilinmesi gereken önemli noktalar:

* Kediler, insanlardan 45; köpekler ise 15 kat daha fazla üreme yeteneğine sahiptir! Yani üremek için değil, her birinin sağlıklı ve iyi koşullarda yaşamalarını mümkün kılabilmek amacıyla sağlayabileceğimiz şartlar için biz insanlara ihtiyaç duyarlar. Bu şartların sağlanabilmesi, üreme hızları göz önünde bulundurulursa ancak sayılarının artış hızının önüne geçmek, sayılarının
artmasına izin vermemek-yani kısırlaştırma ile mümkün olabilecektir.

* Trafik kazası geçiren köpeklerin %85’i kısırlaştırılmamış köpeklerdir.

* Kısırlaştırılmamış sokak kedilerinin yaşam ömrü ortalama 2 yılın altındadır. (FIV-Feline Immune defficiency Virus, en çok ısırık yaralarıyla bulaştığı ve kısır olmayan erkek kedilerin daha çok kavga ettikleri bilinmektedir.)

“YYB” ve “YYD” ler:
– Bir kez doğum yaptıktan sonra kısırlaştırılmaları daha sağlıklıdır – YANLIŞ İlk kızgınlık dönemi veya cinsel olgunluğa ulaşmadan önceki dönem kısırlaştırılan dişi kedi ve köpekler daha sağlıklı ve uzun yaşarlar!

– Kilo alırlar- KISMEN
Kısırlaşmanın beden ağırlığına etkisi en fazla %30’dur. Kilo almanın asıl sebebi fazla besleme ve yetersiz egzersizdir!

-Kedim/köpeğim çok özel olduğu için aynen onun gibi bir kedi/köpek istiyorum-YANLIŞ Yavruların, anne ve babalarının kopyası olma olasılığı pek yoktur. Profesyonel yetiştiriciler dahi bunu garanti edemezler.

– Doğum olayının mucizesini çocuklarımın öğrenmesini istiyorum- YANLIŞ Trafik kazası,vb. sebeplerden ölen veya ötenazi uygulanan binlerce hayvanın varlığı, yani ölüm, doğumun mucizesini gölgede bırakabilir; çocuklarınıza her bir hayatın değerli ve özel olduğunu öğretin

-Köpeğimin koruma yapmasını istiyorum, kısırlaştırılırsa yapmayacağını düşünüyorum-YANLIŞ Aile ve evini koruma köpeklerde doğal bir içgüdüdür. Köpeklerin kişilik özellikleri seks hormonlarından ziyade genetik ve çevresel etkiler ile şekillenir.

– Erkek kedi/köpeğimin daha az erkek hissetmesini istemiyorum- YANLIŞ Köpeklerin cinsiyet kimliği veya ego gibi mevhumları yoktur. Kısırlaştırılan kedi/ köpeklerin temel kişilikleri değişmez. Duygusal reaksiyon veya kimlik bunalımı gibi hisler geliştirmezler.

– Kedimin/köpeğimin doğasına müdahale etmek istemiyorum-YANLIŞ Kediniz/köpeğiniz sizin tarafınızdan besleniyorsa, sağlık problemleri ve bakımları ile siz ilgileniyorsanız, evinizde veya bahçenizde yaşıyorsa zaten doğasına müdahale etmiş bulunuyorsunuz demektir!

II. Kedi ve köpek sahiplerinin kısırlaştırma konusunda karar vermesi yanlış bilinen veya bilinmeyen pek çok konudan dolayı oldukça zor olabilmektedir. Bunu konuda karar vermeye yardımcı olabilecek bazı bilgiler aktarmakta fayda var:

Evcilleşme sürecinde kedi ve köpeklerde üreme döngüleri de dahil olmak üzere pek çok değişiklik olmuştur. Evcil hayvanların eşleşme güdüleri duygulara ve hislere değil tamamen içgüdülere dayanmaktadır. İçgüdüleri onlara, kimyasal bağlantılar aracılığıyla türlerinin devamını sağlamak için üremeleri/çoğalmaları gerektiğini söyler. Yabani hayatta bir türün ne sıklıkta üreyeceğini de doğanın dengesi belirler. Ancak kedi ve köpekler artık yabani ekosistemin bir parçası değildirler, dolayısıyla bu temel içgüdü artık ne olması gereken ortamda ne de olması gereken doğal dengede gerçekleşmektedir. İşte bu dengesizlikten dolayı üreme dönemleri artık doğanın kontrolünden çıkmıştır. Kedi ve köpeklerin üreme hızı o derece yüksektir ki her yıl doğanların ayrı ayrı her biri için uygun yaşama koşullarının sağlanabilmesi olanaksızdır. Kedi ve köpek sahipleri bu aşırı popülasyonla bir ilişkilerinin olmadığını düşünebilirler. Ancak
kısırlaştırılmamış bir kedi veya köpek sahibi bu aşırı nüfus sorununun potansiyel bir parçası demektir. Bu problemin kontrol altına alınabilmesi için tüm kedi/köpek sahipleri bu konuda bilinçli ve duyarlı olmalıdır. Bu sorunun bir parçası mı, çözümün bir parçası mı olma kararını verecek olanlar kendileridir.

Dişi kedi ve köpekler

Genellikle en erken 6 aylık olduklarında eşleşebilir ve hamile kalabilirler. Dişi bir kedi yılda 4 kez kızgınlığa girebilir ve bu durum hem kedi hem de sahibi için oldukça rahatsız edici bir hal alabilir. Dişi köpekler ise yılda 2 kez kızgınlık dönemi geçirirler. Kedi ve köpekler işte bu kızgınlık dönemlerinde erkeğin dikkatini çekmek amacıyla kokular yayabilir ve eşleşmek için kaçmaya dahi çalışabilirler. Erkek sokak köpekleri, kızgınlıkta olan bir dişi ev köpeğinin bulunduğu bölgede kavga edebilir, iz bırakmak amacıyla evin kapısına/yakınına idrar yapabilirler. Gebe kaldıkları taktirde dişi kediler 2 ila 10, köpekler ise 2 ila 20 yavru doğurabilirler. İşte problem tam da bu noktada başlar. Her bir bebeğe uygun yerlerin/sahiplerin bulunması ve anne de dahil olmak üzere yeniden oluşabilecek gebeliklerin önüne geçilebilmesi için hepsinin kısırlaştırılması gerekecektir.

Erkek kedi ve köpekler

Yaklaşık 6 aylıkken eşleşebilirler. Dişiler gibi belirli kızgınlık dönemleri yoktur, kızgınlıkta( östrusta) bir dişi olduğu sürece yılın her anı veya döneminde eşleşebilirler. 6 aylık dönemde ergenlik dönemine giren erkek kedi ve köpeklerde hormonlara bağlı olarak hayat boyu sürebilen alışkanlıklar haline dahi gelebilecek bazı davranış problemlerinin başlangıcı sık görülmektedir. Yaşam alanlarını işaretlemek için evin içine kötü kokulu idrar yapabilirler. Bazılarında ise aşırı baskın veya agresif davranışlar görülebilir. Kızgınlık dönemindeki bir dişi arayışı için evden kaçabilirler. Bu heyecanlı arayış sırasında hayatlarına mal olabilecek tehlikelerle karşılaşabilirler. Ayrıca tabii sahipli veya sahipsiz dişi köpekleri gebe bırakabilirler!

Operasyon

Dişi ve erkek kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması güvenli, tek seferlik ve en sık yapılan operasyonlardandır. Ancak bir açık karın içi (abdominal) cerrahidir ve mutlaka tam steril şartlarda ve uzman cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Maalesef her yıl birçok peritonit (karın zarı iltihabı), ameliyat sonrası fıtık ve ‘Ovarian Remnant Sendrom’ yani yumurtalık kalıntı sendromu vakası merkezimize getirilmektedir. Lütfen unutmayın bu rutin operasyonun komplikasyonları da hayati hal alabilmektedir.

Dişi kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması:

“Ovariohysterectomy” olarak adlandırılan bu operasyon yumurtalıklar, yumurta kanalı, rahim ve serviks(rahim ile vajina arasındaki bölge) ‘in uzaklaştırılması anlamına gelir.

Erkek kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması:

“Orchidectomy” veya “kastrasyon” adı verilen bu operasyonda testisler, epididimis ve sperm kanalları uzaklaştırılır.

Uygun kısırlaştırma zamanı

Kedi ve köpekler en erken 8 haftalık olduklarında güvenle kısırlaştırılabilirler. Bu operasyonlar hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak aslında herhangi bir yaşta (8 haftalıktan itibaren) genel anestezi altında gerçekleştirilebilir. Unutmayın seksüel erişkinliğe ulaşmadan ameliyat edilmeleri meme ve prostat kanseri riskini neredeyse sıfıra indirmektedir.

Operasyon ve bakım süresi

Operasyon süresi 20 ila 60 dakikadır ve hastaların çoğu, operasyonu- aynı gün taburcu edilebilecek kadar- iyi tolere ederler. (Dişi kedi ve köpeklerin operasyonu nispeten erkeklere göre daha büyük çaplı olduğu için 1 gün hospitalize edilmelerinde yarar vardır.) Operasyon yarası 7-10 günde iyileşir ve bu süreçte yara bölgesinin korunması şarttır (bandaj veya yakalık ile). Erkek kedilerde çoğu kez yakalığa dahi ihtiyaç duyulmaz. Merkezimizde sağladığımız steril operasyon koşulları sebebiyle ameliyat sonrası herhangi bir antibiyotik uygulamasına gerek olmamaktadır.

Kısırlaştırmanın, kedi ve köpeklerin davranışlarına yansıyan olumlu katkıları
Önerilen en erken yaşta kısırlaştırma kedi ve köpeklerde görülen, eşleşme isteğine bağlı olarak oluşan çevreye idrar yapma, baskın ve agresif davranışlar, kaçma isteği gibi sıkıntılı davranışların önüne geçilmesinde yardımcı olur veya tamamen ortadan kaldırır.

Kedi ve köpek sağlığına olumlu katkıları
Bazı ciddi ve tedavi edilmesi zor ve masraflı hastalıkları önleyebilmektedir. Kısırlaştırılmamış dişi kedi ve köpeklerde rahim, yumurtalık ve meme kanserinin yanı sıra oldukça tehlikeli olan “pyometra”( rahim iltihabı) gibi hastalıkların riski çok yüksektir. Kısırlaştırılmamış erkeklerde ise testis kanseri ve prostat hastalıklarının görülme riski vardır. Kedi veya köpeğinizin kısırlaştırılması, işte bu hastalıkların %90 oranda önüne geçilebilmesi mümkündür.

Sevgili dostunuzun daha sağlıklı, uzun ömürlü bir hayat geçirmesini sağlamak ve uzun vadede maddi/manevi giderlerini azaltmak için doğru bir seçim yapın ve kedinizi veya köpeğinizi kısırlaştırın!

VET.HEK.DR.SEDA SADAK

DOĞURAYIM, OLMAZSA VERİRİZ

11138660_776935155736549_6448943498375474560_nYazı B1R.ONE tarafından yayınlanmıştır. Önemli bir konu olduğunu düşündüğümüz için kaynak göstererek paylaşıyoruz. Lütfen bir okuyun!

“DOĞURAYIM, OLMAZSA VERİRİZ

Çocuk yapacaksınız.
Nasıl beklentileriniz var? “Sağlıklı olsun da.” Öyle değil mi? En fazla kız ya da erkek olsun. Ama sonuna mutlaka eklenir: “Sağlıklı olsun da.”

Şöyle beklentileriniz var mı? Geceleri uykumuzu bölmesin; kakasını belirli saatlerde yapsın; diş çıkarırken huysuzluk yapmasın; dişleri kaşınırken mobilyaları kemirmesin; emzirirken mememi ısırmasın; bebekken sinirlenince oraya buraya hatta size vurmasın; tahta kaşıkla değil, ona alınan oyuncakla oynasın; 3 yaşına geldiğinde bezini çıkarsın, “Anne ben artık tuvaleti kullanmaya başlayacağım” desin; hiçbir kötü alışkanlığı olmasın; hiçbir psikolojik sorunu olmasın. Bunlar içinizden ümit edebileceğiniz ama gerçekçi olmayan beklentiler.

Asıl soru şu: Bu saydığım beklentiler karşılanmadığında, bebeğiniz sizi uyutmadığında, komşu şikayete geldiğinde, emzirirken memenizi ısırmayı alışkanlık haline getirip kanattığında, istemediği bir şey olduğunda itfaiye arabasıyla kafanıza vurduğunda, tuvalet eğitimi vermeye çalışırken altına, üstüne, suratınıza, koltuğunuza işediğinde ne yaparsınız?

Şöyle der misiniz? Komşular çok şikayet ediyor, taşınacak durumum yok, amonyağa alerjim çıktı, kocam patırtıdan çok rahatsız oluyor, işim çok yoğun, çocuğuma gerekli eğitimi veremiyorum, bir eşe dosta sorayım, belki daha iyi bakacak birileri vardır, olmazsa da Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakırım, onlar çok iyi bakıyormuş ve sonra tekrar yuvalandırıyorlarmış. Ben de imkanlarım elverdiğinde yenisini yaparım.

Ne yaparsınız? Bu davranışlara çözüm arar, zaman ve sabırla düzeltirsiniz. Çünkü bilirsiniz ki, “sevgi emektir.”

Bu dünyada çocuğunuza sizden daha iyi bakabilecek, ona daha ideal imkanlar sağlayabilecek biri var mıdır? Belki. Çocuğunuz belli bir yaşa kadar size muhtaç bir varlık mı? Evet.

Köpeğiniz ölene kadar size muhtaç bir varlık. Evet köpeğinizi siz doğurmuyorsunuz. Ama doğurmadığınız, fakat sorumluluğunu aldığınız canlıları karşılıksız, koşulsuz ve ömür boyu sevemiyorsanız belki çocuk da doğurmamalısınız. Sadece kendi doğurduğunuzu sevme yetisine sahipseniz bu patolojik bir durumdur. Size muhtaç olan başka canlıları da sevebiliyor ama onları terk ediyorsanız bu da patolojik bir durumdur.

Bir hayvan sahiplenmenin gerektirdiği sorumlulukları, karşılaşılabilecek güçlükleri defalarca kez anlatmamıza ve sahiplenen kişilerin her söylediğimizi kabul etmesine, bizimle aynı fikirde görünmesine rağmen, sahiplendirdiğimiz köpekler aylar sonra da olsa geri geliyor. Sahiplendirdiğimiz ve ailenin bir ferdi olarak hayatını geçiren köpekler de var, o aileleri tenzih ederim.

Sahiplendiğiniz köpek, aklınızdaki köpek modeline uymayabilir. Doğurduğunuz çocuk uymayacağı gibi. Köpek şöyle davransın, böyle havlamasın, şu saatte uyusun gibi beklentilerle köpek sahipleniyorsanız, sahiplenmeyin. Köpekten eve girdiği anda hiçbir beklenti hakkınız yok. Eğitirseniz, beklentiniz olabilir. Çocukta olduğu gibi. Bunun için de sabır ve zaman gerekir. Hiçbir emek harcamadan çeşitli beklentiler geliştirmek bir kişilik bozukluğuna işaret eder.

İnsan türüyle hayvan türünün değerinin eşitliğine inanmıyor olabilirsiniz. Ama köpek, ömür boyu çocuktur. Köpek sahiplenmek, çocuk doğurmaktır. Çocuk için hayatınız, düzeniniz nasıl alt üst oluyorsa, köpek için de olur. İmkanınız elveriyorsa değil, imkanlarınızı köpek için şekilden şekle sokmayı göze alıyorsanız köpek sahiplenin. Bizden bir köpek sahiplenip sonra geri verdiğinizde ne oluyor? Birincisi köpeğin kısmetini kapatıyorsunuz. O esnada başka adaylar varsa çoğunlukla kaybediliyor. İkincisi köpeğin kafasını karıştırıyor, güvensizliğini artırıyorsunuz. Üçüncüsü zamanımızı, enerjimizi, paramızı boşuna harcamamıza neden oluyorsunuz. Bunların hiçbirinin telafisi yok.

Sahiplendiği köpeği sokağa, barınağa, fabrikaya atanlar için söylenecek söz zaten yok. Suç işliyorlar. Kanun uygulanmadığı için ceza almıyorlar. Ahlaksızlar, benciller ve insan doğasının en kötü yönlerini temsil ediyorlar.

Sahiplenmek doğurmaktır, doğurmak da sahiplenmektir. Köpek sahiplenmek, çocuk evlat edinmek, çocuk doğurmak, beraberinde sorumluluklarıyla gelir. Bu sorumluluklar ömürlüktür. Köpek-çocuk karşılaştırmasını adil bulmayanlar, bir köpeğe ömür boyu layıkıyla bakmamış olanlardır.”

Kaynak: https://www.facebook.com/B1R.ONE/photos/a.393647620731973.87304.388937767869625/776935155736549/?type=1&fref=nf

18627_868236003249093_378535592273889604_n

KAY PROJESİ VE PADOK NEDİR?

Pek çoğumuza kampüsümüzdeki köpek sorunu ile ilgili bir bilgilendirme e-postası gelmiştir. Okulumuzda köpek saldırılarının olmayacağı, sakin ve dost köpeklerin bizi koruyacağı, bize yakışır bir çözüm için KAY projesinin uygulanmasını öneriyoruz.

Şu anda okulumuzun köpeklerden tamamen arındırılması mümkün değildir. Bugün kapsamlı bir çalışma ile tüm köpekler yakalanıp götürülse, 3 gün sonra boşalan bölge komşu bölgelerden gelen aç ve susuz yabancı köpekler tarafından doldurulacaktır ve bu köpekler daha saldırgan olacaklardır.

En doğru çözüm, etkin bir kısırlaştırma ile  köpeklerin toplanıp, okulun bilinen, aşılı, sakin köpeklerinin olmasıdır.Kısırlaştırılıp, aşılanıp tekrar alındığı ortama bırakılan sahipsiz hayvan ortama alışkın olduğu ve okul mensupları tarafından da sahiplenildiği takdirde ortama yabancı köpekleri sokmayacak ve bizleri koruyacaklardır.

Projemizin genel amacı kampüsümüzde köpek sayısının makul bir süre içinde hissedilir şekilde azaltılmasını sağlamaktır.Bunu yaparken konunun tüm taraflarını gönüllülük ve katılımcılık anlayışıyla bir araya getirmek ve soruna kalıcı çözüm sağlamak ana amaçtır.

PROJE KAPSAMINDA YAPILACAKLAR

-Okulumuzdan, rektörlüğün ve gönüllü öğrencilerin gözetiminde PADOKlar ile (kafes ya da kapanlarla değil) toplanacak köpekler barınağa götürülecek ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi için ayrılmış olan kafeslere konulacak.
-Kısırlaştırılarak, aşıları ve bakımları yapılan köpekler bir süre barınakta tutulacaklar ve sakin olanları yine rektörlük ve gönüllülerin gözetiminde alındıkları bölgeye bırakılacaklar.
-Bu sirkülasyona ara verilmeden devam edilecek.

-Kısırlaştırılıp, aşıları tamamlanmış ve sakin köpeklerin ODTÜ Mensuplarınca sahiplenmesi ve köpeklerin bulundukları ortamı sahiplenmesi sağlanacak ve böylece bu köpekler yabancı, saldırgan, köpeklerin bölgeye girmelerini engelleyecek.

-Projenin ikinci aşamasında rektörlük ile birlikte belirlenecek bölgelerde besleme noktaları oluşturulacak. Bu nedenle kampüsümüzde düzensiz ve gelişi güzel beslenme yapılmaması çok önemlidir. Artıklar belli bir yerde toplanarak “belirli” besleme alanlarında besleme yapılması projenin işleyebilmesi için önemli bir unsurdur.
-Üniversitede hayvan sevgisi, hayvanlarla birlikte yaşam, korkuyu yenmek, köpek saldırılarından nasıl korunulur gibi konularda seminerler ve bilgilendirme toplantıları düzenlenecek.
-Hazırlanan broşürler dağıtılacak ve afişler asılarak bilgilendirme yapılacak.

HEPİNİZDEN SORUNUN DEĞİL,ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMANIZI İSTİYORUZ.

– “Bu köpekleri beslememize gerek yok. Onları kendi hallerine bıraksak, kendilerini besleyebilirler”

– Bu, doğru değil ne yazık ki.
Bu, ne kampüs köpekleri için ne diğer tüm sokak köpekleri için doğru.
Çünkü onların yaşam alanı KENT’ler.
Kent sokakları, tarla değildir.
Kent sokakları, orman değildir.
KENT, DOĞA DEĞİLDİR.
Sokak hayvanları bizim onları doyurmamıza ve gözetmemize bu nedenle muhtaçtır.

PEKİ KAY PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRİRKEN EN ÇOK DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN ŞEY NEDİR?

Okulumuzdaki köpeklerin yakalanmasında etkin kullanımda olan kafesleri desteklemiyoruz. Çünkü bırakılan kafesler zaman zaman unutuluyor, günlerce bakılmıyor; ki bu da içeri giren köpeğin ölümüne bile yol açabiliyor. Bunun yanı sıra, kafes kapağının kapanması sırasında yaralanmalar gerçekleşebiliyor.

11064430_368663553334606_184968134_o

Şekilde gördüğünüz kafesleri okulun çeşitli ormanlık alanlarında görebilirsiniz. Belki de maalesef içlerindeki köpekleri de…

Kafes yerine kullanılması gerektiğini düşündüğümüz sistemin adı PADOK’dur:

11047282_368663383334623_1702956549_n

Aradaki fark çok bariz değil mi?

KAY-PADOK SİSTEMİ NASIL GERÇEKLEŞECEK? 

  1. YER BELİRLENMESİ:
    • Padok’un kurulacağı yer gönüllüler ve İç hizmetler tarafından belirlenir ve İç hizmetler tarafından Barınak görevlilerine bildirilir. Yer belirlemede:
      1. Köpek grubu yoğunluğu
      2. Yerleşke, durak vb. yerlere ve hayvanseverlerin düzenli besleme noktalarına mesafe kriterleri göz önüne alınır.
    • Besleme işlemini yapacak hizmetli ve yedeği belirlenir.

 

  1. TAŞIMA/YERLEŞTİRME:
    • Padok’un demontajı/taşıması ve yerleştirilmesi /montajı Barınak görevlileri tarafından gönüllülere bilgi verilerek yapılır.
    • Giyotin kapı Padok üzerinde ise Barınak görevlileri tarafından sökülür.
    • Yerleştirme/montaj işine beslemeyi de yapacak gönüllü nezaret eder.
    • Besleme saati mevsimsel koşullar, Barınak görevlilerinin köpekleri almaları için uygun vakit vb konular dikkate alınarak bu aşamada belirlenir.
    • Kampüs sakinleri gereken bilgilendirme çeşitli yöntemlerle (padok üzerinde duyuru, öğrenci-öğretim görevlileri yazışma listesi vb) yapılır.
  2. ALIŞTIRMA:
    • Alıştırma döneminde Padok içinde yiyecek olarak yalnızca kemikle besleme yapılacaktır.
    • Gönüllünün yiyecek talep etmesi halinde Proje Grubu yiyecek temini için gereken düzenlemeyi yapacaktır.
    • Besleme her gün aynı saatte ve günde bir kez yapılacak bunun dışındaki saatlerde kesinlikle besleme yapılmayacaktır.
    • Gönüllü ilk iki günlük gözlem sonuçlarını (PADOK’a kaç köpeğin girdiği, yakın noktalarda besleme yapılıp yapılmadığı, çöp vb. başka besin kaynaklarından doğabilecek etkilenmeler vb) ve varsa önerileri ile birlikte gönüllülere bildirir.
    • Alıştırma döneminin kaç gün sürmesi gerektiğine bu aşamada karar verilir, ayrıca PADOK’un mevcut yerde ne kadar kalacağının kestirimi yapılır.
    • Alıştırma döneminde en az bir kez Padok içindeki köpeklerle birlikte Gönüllü ya da Proje Grubu tarafından fotoğraflanır.
  3. YAKALAMA:
    • Yakalama tarihi ve zamanı, barınak ve gönüllü ile gerekli koordinasyonu sağlayarak belirlenir ve Proje Grubuna bildirilir.
    • Giyotin kapı yakalama işlemi öncesi barınak görevlileri tarafından yerine takılarak bağlanır.
    • Yakalama işlemine Gönüllü ile birlikte fotoğraf çekmek üzere Proje Grubundan en az bir kişi katılır.
    • Yakalanan köpek sayısı varsa içlerindeki küpeliler, yavrular gibi sınıflandırma ile birlikte not alınır. Fotoğrafları ile birlikte KAY arşivine eklenir.
    • Yakalama işlemi belirlenen günde gerçekleşmezse nedenleri ile birlikte raporlanır.
    • Bir sonraki yakalama tarihi ve zamanı yine Muhtarlık tarafından benzer şekilde belirlenir.

 

  1. REHABİLİTASYON DÖNEMİ:
    • Rehabilitasyon döneminde en az bir kez proje ekibi tarafından barınak ziyareti yapılır. Bu ziyarette “Olası yerine bırakma zamanı ve götürülen parti içinden barınakta tutulması gereken köpek var mı?” bilgisi alınır.
  2. YERİNE BIRAKMA:
    • Yerine bırakma zamanı Gönüllü ve iç hizmetler tarafından takip edilir, Barınak görevlileri ile koordineli bir şekilde karar verilir ve Proje Grubu bilgilendirilir.
    • Yerine bırakma sırasında Gönüllü eşliğinde Proje Grubundan en az bir kişi fotoğraf çekmek üzere nezaret eder. Geri getirilen köpek sayısı, götürülenlerle eşleşme vb. bilgiler ve fotoğraflarla birlikte arşive eklenir.

Bu sistem uygulamaya geçtiği takdirde, okuldaki köpek popülasyonunda belirgin bir azalma ve doğru orantılı olarak şikayetlerin minimum düzeye çekileceği açıkça görülmektedir.

LÜTFEN BİZE DESTEK VERİN, BUNU BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRELİM.

ODTÜ HayDost

 

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑